Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yozgat -2°C
Kar Yağışlı
Yozgat
-2°C
Kar Yağışlı
Paz -3°C
Pts -2°C
Sal -1°C
Çar -1°C

Böyükata: Enerji Öncelikli İhtiyaçlarımızdan Mıdır?

Böyükata: Enerji Öncelikli İhtiyaçlarımızdan Mıdır?
19.01.2021
1.277

İnsanlığın var olduğu günden beri iç içe olduğu konular vardır. İnsan istek ve ihtiyaçlarıyla birlikte yaşar. Yaşayabilmek için öncelikle temel ihtiyaçların giderilmesi zorunludur.

Beslenme, barınma ve giyinme gibi diğer bazı temel ihtiyaçlar yanında, isteklerimizde hayatımızda her zaman baskın gelir.


Kişinin durumuna bağlı olarak ihtiyaçların öncelikleri değişebilir. İsteklerin ise sonu gelmez. Günlük hayatımızda bunları temin edebilmek için birikimlerimizi ve enerjimizi harcarız.

Daha fazla enerjiye sahip olmaya da çalışırız. Pek farkında olmasak dahi buna zorunluluk hissederiz.

Günlük yaşantımızın her aşamasında, sosyal hayatın hemen hemen her yerinde enerji konusu karşımıza çıkmaktadır.İnsan var olduğu günden beri beslenmektedir.

Beslenerek enerji almıştır. İnsan yaratılmadan önce evrende yine enerji vardı.

Güneş, insanın olmadığı pek çok gezegene sürekli olarak ışık göndermekte ve enerji vermektedir. İnsanın yaşayamadığı yüzlerce yıldız güneşten ışık almaktadır.

Evet oralarda insanın yaşayabileceği bir hayat ortamı yok diye biliyoruz. Şimdilik böyle sanıyoruz.

Fakat güneşin ışıklarıyla o yıldız ve gezegenlerin hangi ihtiyaçlarının karşılandığını tam olarak bilemiyoruz.

Fakat bizler güneşten gelen enerjiyi Dünya’da var olduğumuz günden buyana, doğrudan ya da dolaylı yollarla kullanıyoruz. Enerjinin etkin kullanımı da göz önünde bulundurulması gereken bir konudur.

Bunun için ülkemizde de yasal düzenlemeler yapılmıştır.Enerji üretimindeki verimliliğin artırılması yanında, enerji kullanımında tasarrufun sağlanabilmesi ve çevrenin korunması için toplumda farkındalığın artırılması ve bilgi aktarımının sağlanması da çok
önemlidir.

Bu doğrultuda yapılan çalışmalar arasında, her yıl Ocak ayının ikinci haftasında düzenlenen “Enerji Verimliliği Haftası” etkinlikleri kapsamında faydalı programlara yer veriliyor.

Bu sene 11-17 Ocak 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında, öğrencilere yönelik farkındalık seminerleri de düzenlendi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ETA Vakfı Doğa Koleji tarafından, 14 Ocak 2021 Perşembe günü,Türkiye’nin farklı yerlerinden 10 binin üzerinde ilkokul öğrencisine yönelik online olarak enerji
semineri gerçekleştirildi.

İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji Ekoloji Bölüm Başkanı Merve Topçuoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen online seminerler kapsamında; “Enerji Verimliliği ve Çevre” oturumda Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanı Dr. Oğuz Can ve Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ertuğrul Şen tarafından güncel duruma ilişkin özet bilgiler paylaşıldı.


Programın “Geleceğin Enerjisi: Yenilenebilir Enerji” oturumu ise, İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü ve Fizik Mühendisliği Bölümü, ITAP Direktörü Prof. Dr. Tuğrul Hakioğlu, bendeniz Yozgat Bozok Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata ve Yıldız Teknik
Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fedai İnanır sırayla konuşacak şekilde planlanmıştı.

Bu seminerde bilgi paylaşma ve düşüncelerimi aktarma imkanı buldum.
Aynı gün içerisinde “Yenilenebilir Enerji Eğitimi ve Model Atölyesi” oturumunda, Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü ITAP Bilim ve Toplum Merkezi Eğitmeni Yahya Nasola, Fen Bilgisi Öğretmeni, ITAP Kurucu üyesi, ITAP Bilim-Toplum Merkezi ve FenLab
Koordinatörü Mesut Erol ve Fen Bilgisi ve STEM Öğretmeni, ITAP üyesi ve ITAP FenLab Eğitmeni Melike Şensoy tarafından katkı sağlanan uygulamalı etkinliklere yer verildi.


Erken yaşta öğrencilerde farkındalık oluşturulması çok önemli bir konudur. Böylesi etkinliklerin bilim okuryazarlığı farkındalığının toplumda yaygınlaşmasına da olumlu etkisi olacaktır.

Öğrenciler ve onlar aracılığı ile velilere ulaşılarak, enerji konusunda bilgilerin yaygınlaştırılması bakımından oldukça yerinde bir program oldu. Adeta ekmek gibi, su gibi, enerji de ihtiyaç duyulan bir zamanı yaşıyoruz.
Elbette üzerinde düşünmek ve öğrencileri düşündürtmek lazım. Gelecekte ortaya çıkacak yenilik ve ilerlemelere katkı verecek öğrencilerin açığa çıkartılması lazım.

Türkiye’de mevcut enerji üretim kaynaklarını geliştirmek ve alternatif enerji kaynağı potansiyellerini de araştırmak gerekir. Bu yönde toplumda ortak bir duyarlılık ve sağlıklı yaklaşım kültürü oluşturulmasına katkı sağlayacak çalışmaları önemsemeliyiz. Akademik çalışmaların ve bilimin popüler yanlarının doğru bir anlatımla yaygınlaştırılması gerekir.


Yozgat Bozok Üniversitesi kurulmadan önce, Yozgat’taki Fizik bölümü’nde çalışmaya başladım ve burada bulunduğum 20 yıla yakın süre içerisinde, her yıl düzenlediğim ve düzenlenmesine katkı verdiğim pek çok etkinlikte enerji konusu da yer aldı.

Bunu önemli gördüm. Üniversitenin kurulduğu 2006 yılından sonra, ilkini 2010 yılında gerçekleştirip geleneksel hale getirdiğimiz ve sekizincisini 2019 yılında düzenlediğimiz “Bozok Bilim Çalıştayı” toplantılarında da enerji ile ilgili konulara dönük sunumlara yer verdik. Bu toplantılarda akademik çevrenin dışında, öğrencilerin ve halkın da katılımına açık tutarak, bölgede ve yerelde birikim oluşmasına ve bilgi paylaşılmasına zemin oluşturmaya çalıştık.

Faydalı olduğunu düşünüyoruz. Enerji temalı veya enerji konularına yer verilen toplantılara her geçen yıl daha fazla rastlıyoruz. Daha fazla gündeme geleceği açıktır.

Farklı düzeylerde enerji konusunun ele alınması gerektiği görülmektedir.Enerji konusunda yerel düzeyde durum tespiti çalışmalarının da yapıldığı ve halen devam ettirildiği de
bilinmektedir.

Orta Anadolu Kalkınma Ajansı (ORAN) tarafından oluşturulan ve 2010 yılında yayınlanan “Yozgat Enerji Ve Madencilik Sektörel Çalışma Grubu Raporu” içerisinde enerji konusundaki göstergelere yer verilmiştir. Elektrik tüketimi bakımından Yozgat’ta tarımsal sulamada
tüketim oranının Türkiye ortalamasının çok üstünde olduğu tespit edilmiştir.

Ancak kişi başı tüketim oranları Türkiye ortalamasının çok altında kalmıştır. Enerji verimliliğinden ziyade ilin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında geride olmasıyla ilişkilendirilebileceği raporda ifade edilmiştir.


Hidrolik ve jeotermal alanlara ilişkin kısa bahislerde yer almaktadır. Rüzgar ve güneş enerjisi potansiyeli atlaslarına göre de yorumlanmıştır. Fakat sonuçların yeterince net biçimde ortaya konamadığı ifade edilmiştir.

Katı atıklardan yararlanma, rüzgar, güneş ve biokütle gibi diğer kaynaklardan faydalanma konusunda halkın bilinçlendirilmesine dönük temel düzeyde eksiklikler olduğu öngörülmektedir.

Bu durum Türkiye’de pek çok yer için halen ön çalışma düzeyinde olduğu
izlenimi de vermektedir. Ayrıca ORAN tarafın 2017 yılında yayımlanan “Yozgat Yatırım Rehberi”içerisinde de Doğalgaz Tüketimi, Jeotermal Enerji ve Yenilenebilir Enerji alt başlıklarına yer verilerek
bilgilendirme yapılmıştır.

Daha sonraki yıllar için Mali Destek Programı kapsamında “Sürdürülebilir Çevre ve Enerji” ekseni üzerinden de hibe destek programı uygulamaya konmuştur. Enerji konusun bölgesel bazda çalışmalar yürüten ajansların da gündeminden düşmeyeceği anlaşılmaktadır.


Dünyada enerji kaynaklarının %60’dan fazlası halen petrol ve kömürdür. Bunun da çoğu petroldür.Fosil yakıtların sonsuz enerji kaynağı olmadığı da açıktır. Doğalgaz %20 civarında, yenilenebilir
kaynaklar %16 civarında ve nükleer enerji kaynakları ise %4 civarında yer tutmaktadır.

Bu oranlar yıllara bağlı olarak kısmen değişiklik göstermektedir. Fakat tükeneceği açık olan, yenilenemez enerji kaynakları halen büyük orana sahiptir. Petrol taşınabilen ve depolanabilen bir enerji kaynağıdır.

Bunun yanı sıra çıkartma maliyetleri, sera gazı oluşumu, sızıntı ve kirlilik konuları bakımından iyileştirilmesi ve üzerinde çözüm bulunması gereken sorunlarla karşı karşıyayız.

Rezervleri bakımından Venezüella,Suudi Arabistan, Kanada, İran, Irak önde gelen ülkelerdir.


Doğalgaz karbondioksit salınımı, boru hatları ve çevreye etkileri bakımından olumsuzluklarına rağmen halen kullanmak zorunda kalınan birincil enerji kaynaklarındandır.

Dünyada yaygın olarak ön planda olan ülkeler Rusya, ABD, Kanada ve İran’dır. Kömür rezervlerinin, halen neredeyse 150 yıl kadar yetecek düzeyde olduğu öngörülmekle birlikte, en çok sera gazı, sülfürdioksit ile asit yağmuru oluşturduğu, doğa için olumsuz etkilerinin olduğu göz önüne alındığında, çözüm aranacak sorunların varlığı açıktır.


Nükleer santrallerin çevresinde modern şehirlerin bulunduğu ve yaşam alanlarının korunabildiği görülmektedir. Sürekli ve güvenilir görülmektedir.

Küresel ısınmaya etki etmeyen özelliklere sahiptir. Fakat kullanılan uranyumun tükenebilir olması, atıkların tehlikeli oluşu, kaza riski sebebiyle ileri düzey tedbirler alınması bakımından kuşkuyla bakılmaktadır.

Üzerinde durulması gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Yeni teknolojilere ihtiyaç olduğu ve sürekli geliştirme faaliyetleri de ileri
düzey teknolojik ve bilimsel çalışmalara konu edilmektedir.


Kirlilik, küresel ısınma, maliyet ve atıklara dayalı sorulanlar gibi olumsuz etkilere rağmen, enerji ihtiyaçları bakımından kullanmaya devam edeceğimiz birincil enerji kaynakları ve daha genel anlamda yenilenemez olan enerji kaynakları için verim artırıcı yollar aramak, yeni teknolojiler geliştirmek,muhtemel sorunlara çözümler üretmek gerekiyor.

Bunun yanı sıra temiz enerji kaynakları ile yenilenebilir enerji kaynakları gibi alternatifler üzerine de odaklanmak zorundayız.
Enerji talebi Güney Asya’da sürekli artış gösteriyor.

Çin, ABD ve Avrupa ön sıralarda yer alıyor.Dünya’da 60’a yakın ülkede, yenilenebilir enerji üretimine yönelim görülmektedir. Yenilenebilir
kaynaklardan elektrik üretimi de artmaktadır.

Avrupa, ABD ve Japonya’da rüzgardan ve güneşten faydalanarak enerji üretimi yükselmektedir. Çin ise yenilenebilir enerji kaynakları arasında öncelikli olarak rüzgar, hidroelektrik ve güneşten ağırlıklı olarak yararlanmaktadır.

Diğer ülkelerde de hidroelektrik başta olmak üzere, rüzgar ve güneş gibi diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji
üretimi yaygınlaşmaktadır.


Güneş yakıtsız, tükenmez ve temiz bir enerji kaynağıdır. Ancak maliyetli olması, güneş ışığının az olduğu yer ve zamanlar için verimsiz olması bakımlarından olumsuzluklar bulunmaktadır.

Güvenilir görünmemektedir. Buna rağmen önemli bir potansiyel olarak görülmektedir. Almanya başta olmak üzere yaygınlaşmaya devam etmektedir.


Rüzgar yakıtsız ve temiz bir enerji kaynağı olarak önemli bir alternatif enerji kaynağı durumundadır.


Fakat öngörülemez ve rüzgar çiftliklerinde yedek güç ihtiyacı olması bakımlarından da zayıflıkları bulunmaktadır. Ayrıca binlercesi dahi bir nükleer santralden daha az enerji üretmektedir.

Kuşlar açısından olduğu gibi doğal yaşam bakımından tehlike de arz etmektedir. Çin, başta olmak üzere pek çok ülkede yaygın olarak yer değerlendirilmektedir.


Hidroelektrik enerji yakıtsız ve yenilenebilir bir kaynaktan elde edilir. Bununla beraber, inşaat maliyetleri, çevrenin geniş miktarda su altında kalması ve baraj sonrası su kalitesinin olumsuz etkilenmesi gibi istenmeyen yanları da bulunmaktadır.

Jeotermal de temiz bir enerji kaynağı olarak alternatif olmaya devam etmektedir. Fakat jeotermal santraller için uygun zemin ve yer tespiti, yer altından zehirli ve tehlikeli gazların açığa çıkması gibi olumsuzluklar da bulunmaktadır.


Biyoyakıtlar ucuz ve atıklardan elde edilmesi bakımından avantajlı yanlara sahiptir. Ancak kullanılacak bitki üretimi, üretim alanlarının kullanımı ve tatlı su kullanımı, sera gazı salınımı gibi hususlardan dolayı da dezavantajlı yanları görülmektedir.

ABD, Brezilya ve Malezya başta olmak üzere yaygınlaşmaktadır. Gelgit enerjisi de güvenilir enerji kaynaklarındandır.

Ancak lazım olan makinaların üretiminin pahalı oluşu ve günde sadece on saat gibi sınırlı bir süre olmasından dolayı verimsiz görünmektedir. Doğal olarak her enerji kaynağının değerlendirilmesinde olumlu ve olumsuz yönler görülmektedir.


Bütün enerji kaynaklarının ciddi düzeyde yatırım ve emek gerektirdiği açıkça görülmektedir. Mevcut kaynakların geliştirilip veriminin artırılması, olumsuz yanlara ilişkin sorunları çözmeye dönük
çalışmalar yanı sıra, alternatif temiz enerji kaynaklarına yönelimde kaçınılmaz hale gelmiştir.

Hidrojen gibi alternatiflerle birlikte yenilenebilir enerji kaynakları ve yenilenemez enerji kaynakları hayatımızda yer edecek, ileri eknolojilerin ve bilimin ilerlemesiyle birlikte, günlük hayatımızda enerji tüketimine ihtiyacı da tetikleyecektir.

Dolayısıyla üretimde verimin artırılması kadar tüketimde tasarrufun ve etkin kullanımın artırılması gerekir.

Doğrudan kullanımı mümkün olan birincil enerji kaynağı doğalgazın, elektrik üretimi gibi ikincil enerji üretimi yapan çevrim santrallerinden vazgeçilmesi de düşünülebilir.

Geleceğe dönük yeni tedbirlere ihtiyaç olduğu açıktır.
Türkiye mikro klima ve coğrafi özellikleri, akarsuları, İstanbul boğazındaki çift yönlü akıntı, rüzgar alan yerleri, güneş ışığı potansiyeli, jeotermal kaynakları, tarımsal atıkların değerlendirilmesi gibi pek çok konu gündeme daha fazla girecek niteliktedir.

Bu bakımlardan, Türkiye halen açığa çıkartılıp değerlendirilmeyi bekleyen potansiyelleri olan bir ülkedir.


Enerjiyi nitelikli tüketen ülkelerin, üretimde de öncü oldukları bir gerçektir. Üretimde verimin kaygısını yaşayanlar, tüketimde de tasarruflu olmaya daha eğilimlidirler.

Bu konu bir bilinç meselesidir. Ülkeyi kalkındırıp, geliştirilebilecek ve ileriye taşıyacak bireylerin erken yaşlarda yetiştirilip, ön plana çıkartılmasına ihtiyaç devam etmektedir.

O sebeple, gerek farkındalık, gerek bilinçlendirme ve gerekse etkin kullanım açısından enerji konularında yapılan her düzeyde çalışmayı daha fazla önemsemeliyiz ve gündeme getirip toplumda yaygınlaştırmalıyız.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.