Gündem Söyleşileri İlgiyle Devam Ediyor
Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata’nın moderatörlüğünde yürütülen “Gündem Söyleşileri” programının geçtiğimiz iki hafta içerisinde dört farklı ve önemli konu ele alındı. Şu ana kadar 19 seminerin ve 2 adette özel seminerin düzenlendiği seri buluşmalara toplumun farklı kesimlerinden katılımlar oldu.
“Okulda ve Toplumda Değerler Eğitimi: Bütüncül Bir Bakış”
Serinin on altıncı söyleşisi Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın tarafından 10 Haziran 2020 Çarşamba akşamı “Okulda ve Toplumda Değerler Eğitimi: Bütüncül Bir Bakış” başlığı altında verilen seminerle gerçekleştirildi. Seminerde değerler eğitiminin okulda çalışan herkesin görevi olduğu belirtilerek, gençlerde olumlu davranış geliştirmek, güzel alışkanlıklar kazandırmak, çevresine olumlu katkı sağlayan bireylerin oranını artırmak, eğitim ve aile kurumunu güçlü kılmak bakımından yapılabilecekler ele alındı.
Bir nesneye, varlığa veya faaliyete, bireysel ve toplumsal açıdan tanınan önem ya da üstünlük olarak değer kavramı ve değerler eğitiminin, ahlâk, karakter ve etik eğitimi ile özdeşleştirilemeyeceği ifade edildi. Sorumluluk bilinci vermek, çevreyi koruma, yaşlılara yardım etme, dürüstlük, sevgi gibi pek çok kavramın doğru anlaşılıp benimsenmesi bu bağlamda önemli olduğu ifade edildi. Farklı değerlere sahip olma ve kuşakların farklı anlamasından doğan çatışmalar ile evrensel değerlere ilişkin konular da seminerde işlendi. Değer türlerinden bahsedilerek, eğitimde resmi ve örtük programlara dair bilgiler verildi.
Eğitimin felsefesine ilişkin olarak, felsefi akımlar ışığında da değerler eğitimi konusundaki temel yaklaşımlar tartışıldı. Değerler eğitiminde kullanılabilecek, araç, teknik ve yöntemlerden de örnekler aktarıldı ve dikkat edilmesi gereken hususlara değinildi.
“Doğu Akdeniz’de Paylaşım Sorunları”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi önceki dönem Rektörü, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Acer’in konuk olduğu on yedinci söyleşi programında, 13 Haziran 2020 Cumartesi akşamı “Doğu Akdeniz’de Paylaşım Sorunları” başlığı altında bilgiler paylaşıldı. Seminerde 8500 kilometreden fazla denize kıyısı olan Türkiye’nin bir deniz ülkesi olduğu ve dünyada bu bakımdan 17’inci sırada yer aldığı belirtilerek, ülkemizin deniz meseleleri ile iç içe olduğu vurgulandı.
Açık denizler, kara suları, münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı gibi kavramların ne anlama geldiği anlatıldı. Türkiye’de ve Dünya’da milletler arası ilişkiler bağlamında deniz hukuku uygulamaları ve temel yaklaşımları açıklandı ve örnekler üzerinden bilgiler aktarıldı. Karadeniz çevresindeki kıyıdaş ülkeler ile yapılan çalıştaylar hakkında bilgiler verildi.
Adaların bol olduğu Ege denizi ve Kıbrıs özelinde değerlendirmeler yapıldı. Doğu Akdeniz ile ilişkili ülkelerin çeşitliliği, mevcut hukuksal ilkeler ve uygulamalar bağlamında bölgedeki paylaşım sorunları ele alındı.
Türkiye’nin Libya ile, Mısır ile ve diğer ülkeler ile ilişkileri yanı sıra bölgedeki ülkelerin kendi aralarındaki ilişkileri de anlamaya dönük düşünceler paylaşıldı.
Osmanlı’dan beri bu sorunların tazeliğini koruduğu ve istikrarlı olamamaktan kaynaklanan sebeplerle bölgede Türkiye açışından başarılı olunamadığı, fakat Kıbrıs Rum kesiminin deniz paylaşımı yönündeki hareketlilikleriyle birlikte, 2003’den sonra Türkiye’nin daha belirgin bir tutum sergilediği ifade edildi.
“Milli Mücadele ve Lozan”
İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Budak , 17 Haziran 2020 Çarşamba akşamı “Milli Mücadele ve Lozan” başlığı altında verdiği seminerle on sekizinci söyleşinin misafiri oldu.
Seminerde yakın tarihimize; Cumhuriyet Tarihine devrimler tarihi değil Milli Mücadele tarihi olarak bakmak gerektiğine vurgu yapıldı ve bunun böyle oluşuna ilişkin argümanlar ortaya ortaya kondu.
“Kurtuluş Savaşı” tabiri sömürge yönetimlerine karşı yapılan bir savaşı ifade eder; oysaki Türkiye içi yaşananların bir Milli Mücadele hareketi olduğu anlatıldı. Mondros Mütarekesi’nin akabinde halkın sergilediği bir direnişle başlayan mücadele sürecine vurgu yapıldı. Lozan’ın yakın doğu bölgesinde bir çözüm arayışı niteliği taşıdığı ve buna bağlı olarak feragatler içeren bir olay olduğu ifade edildi.
Tarihin tecrübeler laboratuvarı olarak görülmesi gerektiği, karşıtlıklar üzerinden değil mukayeseli okumalarla ve bütün yönleriyle objektif biçimde anlamaya çalışmakla, devlet ve toplum için faydalı bilgilerin ortaya çıkartılabileceği belirtildi.
“2023 Eğitim Vizyon Belgesi: Bir Değerlendirme”
On dokuzuncusu 20 Haziran 2020 Cumartesi akşamı gerçekleştirilen söyleşide Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayati Akyol, “2023 Eğitim Vizyon Belgesi: Bir Değerlendirme” başlıklı seminer verdi. Seminerde eğitimin durumuna ilişkin genel bir giriş yapılarak, vizyon belgesi ve alt bölümlerine ilişkin krtikler ve öneriler paylaşıldı.
Sistem sorunları, aşırı merkeziyetçi yönetim biçimi ve üniversiteler bağlamında değerlendirmelerde bulunuldu. Yetkinin üst makamlarda, sorumluluğun alt makamlarda bulunduğuna değinildi.
Eskiye kıyasla eğitimde ilerlemeler olmakla birlikte dünyayla kıyasladığımızda durumun ne olduğu konusunda çalışılacak pek çok noktanın olduğu ortaya kondu. Sistemin düzenlenmesiyle alt basamakların da düzenlenebileceği ifade edildi.
Vizyon belgesinde konunun felsefi yönü ile ilgili olarak felsefi dilinin açık ve net olması gerektiğine vurgu yapıldı. Epistemolojik, ontolojik ve ahlaki boyutunun toplumun anlayabileceği biçimde sunulmasının önemine değinildi. Bahsedilmekte olan okullara özerklik konusunda bunun sınırlarının tanımlanması gerektiği söylendi.
Vizyon belgesine dayalı olarak sağlanan ilerlemenin ve ne tür ekip çalışmalarının yapıldığı ortaya konmalı dendi. Öğretmen yetiştirme, dene-yap atölyeleri, yabancı dil öğretimi, mevcut ders kitaplarının durumu, disiplin konusu, öğrenci merkezlilikten ne anlaşılması gerektiği, her ilde üniversite eğitimine bağlı olarak kalite boyutu, öğretmenlere dönük yüksek lisans programları, eğitim fakültelerinin rolü, eğitim politikaları, öğretmenin saygınlığı ve bunlarla ilişkili pek çok konu ele alındı.
Farklı üniversitelerden akademisyenlerin, bürokrat ve sivil toplum kuruluşları ile farkı meslek gruplarından katılımcıların ilgiyle izlediği seminerlerin faydalı olduğu ve bir müddet daha devam edeceği belirtildi. Prof. Dr. Mustafa Böyükata yaptığı değerlendirmede, “Söyleşiler alanında yetkin ve seçkin konuklar ile aktüel, güncel ve önemli konu başlıkları etrafında fikir alış verişinin zemini oldu.
Farklı disiplinlerden akademisyenlerin sohbet havasında görüşlerini ortaya koyduğu, eleştiri ve önerilerle katılımcıların katkı verme rahatlığını hissettiği bir atmosferde geçen seminerler, her seferinde planlanandan daha uzun sürdü.
Bu ilgi ve aktif katılım mutluluk vericidir. Devam ettirilmesinde fayda olacağı ifade edilmektedir. Konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür ederiz” dedi.