Alişan Satılmış;”Zihin Dünyamız Baskı Altında!
Büyük büyüklüğünü,küçük küçüklüğünü yapmazsa!
Hödüklük diye bir şey hasıl olur!
Yani hadsizlik ete, kemiğe bürünür; sonra haklılık, haksızlık tartışmasıyla….
Bahane doğurdukca dogurur…
Siz buna ”gunlama”deyin.Hani şu, kedi, köpek familyasının iştiğaliyeti var ya…
işte böylece,”kedi, köpek gibi bir birinizi yiyin!”
Ben burdan ”Bremen”mızıkacılarının kompozisyonunu hatırlarım.Oysa bizim ne hikayelerimiz var …
Mesela ”Pembe incili kaftan” gibi… Sizce tercihimiz hangisi olmalı?
Sahici ve gerçek kişiliklere, sahici ve gerçek tercihlere yabancılaştığımız için günümüz insanı;büyük ideallerden, büyük anlam ve amaçlardan vazgeçerek küçük ve bayağı çıkarlara, maddi anlam ve amaçlara yöneliyor.
Bireycilik kitleselleştiği için, ortak anlam ve amaç ufkunu kaybediyoruz…
Devlet aklının, devlet çıkarlarının, devlet tercihlerinin her durumda meşrulaştırılabilmesi, dokunulmaz kılınması, kılınabilmesi, toplumun biyo-politik bir uygulama ile karşı karşıya bulunduğunu gösteriyor.
Toplumsal/ sosyal/ kültürel/ siyasal yozlaşma karşısında tepki gösteremiyoruz.
Tepkisizlik,ortak korkaklık durumuna işaret ediyor.
Hayatta kalma mücadelesi dışında, düşünsel/ kültürel/ entelektüel vb. gibi mücadelelere ilgi duymuyoruz. Teslimiyetçilikler sebebiyle de, mevcut olanın dışında her hangi bir arayışa ihtiyaç duymuyoruz.
Bugünün gerçekliğiyle uyum sağlayanlar için, farklı bir gerçeklik tahayyülü imkansız hale geliyor.
Zihin dünyamız, piyasa yorumlarının baskısı altında bulunduğu için, ihtiyaç ve ihtiras beklentileri dışında anlamlı bir hikaye üretemiyoruz.
…..
Sözün özü; ”Aklı, İmanla disipline edenler… hem Tanrı’ya, hem Şeytana, hizmet edilmeyeceğini bilirler!”