Dönmeyi Hiç Düşünmediler”Kınalı Hasan Gibi…
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 106. yıldönümünde Yozgat Valiliği sosyal medya hesabından Kınalı Hasan’ı andı.
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 106. yıldönümünde Yozgat Valiliği sosyal medya hesabından Kınalı Hasan’ı andı.
Kınalı Hasan Hikayesi
”Hasan, Yozgat ilinin Sarıkaya kazasına bağlı kara Yakup köyünden (günümüzde beldedir) gelerek Çanakkale’de savaşa katılmıştır. Daha bıyıkları terlememiş bu delikanlı, kendisi gibi gencecik arkadaşları ile beraber yayan yapıldak günlerce yürüyerek Yozgat’tan çıkıp Çanakkale’ye ulaşmış. Burada 64. Piyade alayı, 1. Tabur, 2. Bölüğe intisap edip çakı gibi Mehmetçik olmuş arkadaşları ile birlikte.
Hasan’ın bulunduğu 2. Bölüğün komutanı yüzbaşı sırrı bey olarak kayıtlarda yer almaktadır. Yüzbaşı sırrı bey asker arasında dolaşırken Hasan’ın başındaki kına dikkatini çeker. Cepheye gelen askerlerin sağ ellerinde, sağ elinin üç parmağında ya da sağ ayağının parmaklarında kına görmeye alışıktı sırrı bey ama baştaki kınayı ilk defa görüyordu. Hasan’a bunun manasının ne olduğunu sorduğunda Hasan utandı, üzüldü ve dedi ki komutanına;
-KOMUTANIM, BURAYA GELECEĞİM VAKİT ANAM YAKTI BU KINAYI. BEN DE NİYE DİYE SORMADIM.
SIRRI BEY: -ÖYLEYSE BİR MEKTUP YAZ DA SOR BAKALIM, BİZ DE ÖĞRENMİŞ OLALIM.
HASAN: –BEN YAZI YAZMASINI BİLMEM Kİ KOMUTANIM.
SIRRI BEY: -ÖYLEYSE SEN SÖYLE BÖLÜK YAZICISI YAZSIN KÖYÜNE, BAKALIM NE CEVAP GELECEK?
HASAN: -BAŞ ÜSTÜNE KOMUTANIM.
Bir istirahat anında bölük yazıcısı Hasan’ın yanına gelir. Hasan söyler, o yazar. Selam kelamdan, arkadaşlarının dostluğundan, komutanının tatlı dilinden bahsettikten sonra hasan, konuyu kınaya getirir.
– ANACIĞIM, KUMANDANIM SAÇIMDAKİ KINAYI SORDU, BEN BİLEMEDİM. ARKADAŞLARIMIN ARASINDA MAHCUP OLDUM. KINANIN BİR MÂNÂSI VARSA BİLDİR DE KUMANDANIMA SÖYLEYEYİM.
Mektup Yozgat yollarına çıkar.
Aradan iki aya yakın belki fazla zaman geçmiştir. Yozgat’ın Sarıkaya ilçesi kara Yakuplar köyünün köy kâtibi mektubu Hasan’ın anasına ulaştırmış ve anasının söylediklerini de yazıp cepheye yollamıştır. Yüzbaşı sırrı bey mektubu alarak okumaya başlar.
“YAVRUM, HASANIM, KINALI KUZUM,
MEKTUBUN GELDİ, SANKİ DÜNYALAR BENİM OLDU. KÖY KÂTİBİ OKUDU, BEN AĞLADIM. KUMANDANINI PEK SEVMİŞSİN, NE GÜZEL! O SENİN BABANIN YARISIDIR. SAKIN OLA YAVRUM KUMANDANININ EMRİNDEN ÇIKMA, ÖNÜNDEN AYKIRI GEÇME. ATEŞE BAS DESE BASASIN YAVRUM. KARS’TAN, SİİRT’TEN, ADANA’DAN, UŞAK’TAN ARKADAŞLARIN OLMUŞ. BİRBİRİNİZİ ÇOK SEVİP İYİ GEÇİNİRMİŞSİNİZ. ELBETTE ÖYLESİ YAKIŞIR YAVRUM. ONLAR SENİN DÜNYA AHRET HAKİKİ KARDEŞLERİNDİR. SAKIN ONLARI İNCİTME YAVRUM. SÜTÜMÜ SANA HELAL ETMEM. KUMANDANIN SAÇINDAKİ KINAYI SORMUŞ. BUNDA BİLMEYECEK NE VARMIŞ Kİ YAVRUM? BİZİM BURADA ALLAH İÇİN KURBAN SEÇİLEN KOÇLARIN BAŞINI KINA İLE SÜSLERLER. BEN DE DÖRT KARDEŞİN İÇERİSİNDE EN ÇOK SENİ SEVDİĞİM İÇİN SENİ VATAN, MİLLET VE ALLAH YOLUNDA KURBAN OLARAK SEÇTİM. O YÜZDEN BAŞINI KINALADIM.
ANAN HATÇE”
Sırrı bey, iki gözü iki çeşme mektubu okur. Sonra posta erini çağırır;
-ŞU YOZGATLI KINALI HASAN’I BULUN BAKALIM. MEKTUBUNU ONA BEN OKUYACAĞIM, ONUN OKUMASI YOKTU.
Çok geçmez posta eri geri döner;
-KUMANDANIM HASAN BİR HAFTA ÖNCE ARIBURNU’NDAKİ ŞİDDETLİ MUHAREBEDE HAKK’A YÜRÜMÜŞ.
Sırrı bey, orada gözyaşlarına hakim olamaz. Düşmanın onca güce rağmen Çanakkale’yi neden geçemediğini bir kez daha anlar…
YOZGATLI HASAN’IN LAKABI DA “KINALI HASAN” OLMUŞ ÇANAKKALE SAVAŞINDA.”