Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hoca efendinin sohbetlerinden derlediğimiz gülistandan bir demet köşemizin bugünkü konusu ”Şehide Verilen Mükâfâtlar”
Ebü’d-Derdâ RA’dan; o mübarek, ömrünü ibadetle, oruçla, gecesini namazla geçiren sahabiden Ebû Dâvud, Taberânî ve Beyhakî rivayet etmişler ki, Peygamber SAS Efendimiz şöyle buyurmuş.
308RE. 511/3(Yeşfeu’ş-şehîdü fî seb’ìne min ehli beytihî,yevme’l-kıyâmeh) Yâni,şehid sadece kendisine büyük mükâfatlar kazanmıyor, bir de böyle oluyor. Ne demek bu:(Yeşfeu’ş-şehîd) “Şehid şefaat eder…” Kime?.. (Fî seb’ìne min ehli beytihî) “Ailesi, akrabası içinden yetmiş kişiye şefaat eder, (yevme’l-kıyâmeti) kıyamet gününde.”Yâni,Allah-u Teàlâ Hazretleri şehidlere çok imtiyazlar verecek. Şehidler kendilerini kurtardığı gibi, aile efrâdını, konu komşusunu, çoluk çocuğunu, akrabasını bile kurtaracak. Kendisinin kurtuluşu nasıl?.. Ahmed ibn-i Hanbel’in rivâyet ettiğine göre, Peygamber SAS Efendimiz şöyle buyuruyor:
RE. 512/4(Yu’ta’ş-şehîdü sitte hisàlin) Şehide altı meziyet verilir.İnde evveli katretin min demihî) “Kanının ilk damlası yere damladığı zaman,bu mükâfatlar kesinleşir:1.(Yükeffiru anhü küllü hatîetin) Bütün günahları affolunur.” Beşer ya. Şehid oluncaya kadar bir ömür sürdü. Hataları, kusurları vardı. Bütün hataları silinir, affolur, bir… 2.(Ve yürâ mak’adahû mine’l-cenneh) “Cennetteki oturacağı mevkii, makamı gösterilir.” Cenneti, cennetteki köşkleri görür hemen. Artık o kanının damlasının acısı ona gelmez; cenneti gördüğü için, son derece bahtiyar olur. İkincisi bu…
3093.(Yüzevvecü mine’l-hùri’l-în) “Hûrilerle evlendirilir.” El-hùri’l-înne demek?.. İri gözlü ve gözlerinin akı gayet ak, karası gayet kara, kirpikleri gayet uzun, gözleri gayet güzel huriler demek. Onlarla evlendirilir;üç…4.(Ve yüemmenü mine’l-fezai’l-ekber) “Mahşer gününün büyük korkularından, heyecan ve telâşlarından emniyete alınır. Hiç onları görmez.” Çünkü şehid… Artık Arş-ı A’lâ’nın gölgesinde nurdan minberlere oturacak. Başka kimler oturacak?.. Bir de Allah’ı zikredenler, birbirleriyle hâlisâne kardeş olanlar… Hani: “Yedi sınıf insan var, onlar databii bu fezai’l-ekberi görmeyecekler. Ne mutlu öyle olanlara!..” diye hadis-i şerif var. 5.(Ve min azâbi’l-kabr) “Kabirde de azap görmez.” Kabir azabı da haktır. Çünkü mahşer yerine varıncaya kadar, kabirde yattığı müddetçe insan kabirde de azap çekecek. Mü’minlerden bile olsa… Meselâ,kaç defa söylemişimdir, çok duygulandırıcı bir hadis-i şerif:85“Bir mü’min kabre yatırıldığı zaman, başına ateşten bir tokmak indiriliyor. Kabrin içi duman ve ateş doluyor. O bağırıyor, feryad ediyor, kurtulmaya çalışıyor: ‘—Aman bana vurmayın! Benmüslümandım. Yanlışlık mı yapıyorsunuz, niye vuruyorsunuz?’ diyor.‘—Hayır,yanlışlık yapmıyoruz. Sen dünyadayken, zalimler bir mazluma bir yerde zulmediyorlardı. Sen onların yanından geçtin, mazluma yardımcı olmadın, mazlumu korumadın. Ondan dolayı, mü’min olduğun halde işte kabirde başına bu ateşten tokmakları yiyorsun!’ diye söylenecek.”Kabir azabı haktır. Peygamber Efendimiz kesin olarak bunu beyan etmiş. Onun için kabir azabı çekmekten de Allah’a sığınmış. Kabir azabından da emin olur şehid…
3106.(Ve yuhallâ hullete’l-îmân) “Kendisine cennette, en büyük şereflerden birisi olan iman elbisesi, iman hulleleri giydirilir. Böyle cennet libaslarıyla şereflenir.”Hani meselâ, diyelim ki bir erin elbisesi var; bir de paşanın, en yüksek rütbeli emirin, komutanın elbisesi var… Tabii onu görünce, omuzundaki kırmızı renkleri, elindeki asasını, alâmetlerini görünce herkes selâm duruyor. Ne kadar hürmet ediyorlar. İşte şehide böyle iman hullesi de giydirilir. Kendisinin bu meziyetleri yeter artar bile… Ama bunlar yetmiyor, Allah-u Teàlâ Hazretleri diyor ki: “—Ey şehidim, kalk! Sevdiğin insanlardan, ailenden, çoluğundan, çocuğundan yetmiş kişiye daha şefaat hakkın var; onları da kurtar! Kimleri istiyorsan senin hatırın için, azabı hak etmiş oldukları halde onları da affedeceğim. Onlara da şefaat et!” diye bir de salâhiyet veriyor. El-hamdü lillâh, Ne mutlu bize ki müslümanız. Allah bizi İslâm’dan, imandan, sevdiği dinden ayırmasın… Yolundadâim, ibadetine müdâvim eylesin..
Kaynak :Hazineden pırıltılar , Mahmud Esad Coşan
Derleyen: Dr .Metin Erkaya