Site icon Yozgat Ses Haber

TÜBİTAK-2209 Programlarına Artan İlgi Dikkat Çekici Seviyede!

TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu) çok yönlü faaliyetlere öncülük eden ve destek programları aracılığıyla fon sağlayan önemli bir devlet kurumudur. Kurumun bünyesinde Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen TÜBİTAK-2209 programlarına artan ilginin dikkat çekici seviyede olduğu gözleniyor.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Her adım parlak bir gelecek!” vurgusu yaparak “2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destek Programı” çağrısına öğrencilerin 7005 başvuru yaptığını ve program özelinde rekor bir sayıya ulaşılmış olduğunu kendisi de duyurdu. Prof. Dr. Hasan Mandal, “Kırılan her rekor tarihe birer imza, atılan her adım geleceğe bir miras! Yürekten kutluyorum.” şeklinde değerlendirmede de bulundu.

Bu haber bizleri de sevindirdi. Üniversite öğrencilerinin proje tabanlı çalışmalara daha fazla eğilmelerinin öneminin farkında olan ve pek çok üniversitede akademisyen ve öğrencilerle proje eğitimlerinde bir araya geldiğimizde, bu konuları kritik eden birisi olarak ülkenin geleceğinde lokomotif olacak bireylerin, donanımlı yetişmesi bakımından yeni fikirlerini projelendirerek açığa çıkartmalarının doğru bir yol olduğuna inanıyorum.

TÜBİTAK 2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı 2021 yılı 2. dönem çağrısına, 24 Kasım 2021 – 24 Aralık 2021 tarihleri arasında, kısa bir süre içerisinde BİDEB Başvuru ve İzleme Sistemi üzerinden binlerce başvuru yapılmış olduğunu bilmek umut vericidir. Programın amacı, üniversitelerde öğrenim görmekte olan ön lisans ve lisans öğrencilerini, projeler yoluyla araştırma yapmaya teşvik etmektir. Programa yapılan başvurulardaki artışın diğer programlara da yansıması temennimizdir.

Yine üniversitelerde öğrenim görmekte olan lisans öğrencilerini sanayiye yönelik projeler yoluyla araştırma yapmaya teşvik etmek ve ön lisans öğrencilerine ise lisans öğrenimi öncesinde proje hazırlama kültürü kazandırmak amacıyla, “2209-B Üniversite Öğrencileri Sanayiye Yönelik Araştırma Projeleri Desteği Programı” da öğrencilerin sektör ve sahadaki gerçek hayat problemleri ve ihtiyaçları üzerine düşünmeleri ve çözümler geliştirmelerini özendirecek niteliktedir. Öğrenciyi meslek hayatına hazırlayan yönleri dikkate alındığında daha geniş bir öğrenci kitlesinin aktif katılımı için yeni tedbirler geliştirilmesi yerinde olacaktır.

TÜBİTAK bu programları, ilgili süreç ve belgeler üzerinde güncellemeler ve iyileştirmeler yaparak daha etkili ve kolay ulaşılabilir hâle getirmeye de çalışıyor. Ayrıca bu programlarda proje yürütüp tamamlamış olanlar, diğer programlar için de kısmi avantajlar sağlanarak teşvik ediliyor. Bunlar güzel uygulamalar.

TÜBİTAK 2209 B programlarına başvuruların 2209 A programına kıyasla çok az olduğu görülmektedir. Üniversitelerde öğrencilere ve akademisyenlere yönelik yapılan tanıtım faaliyetlerinin, yerelde sanayiye yönelik olarak her ildeki üniversiteler tarafından yapılması gerekir.

Çok fazla genelleme yapmadan mevcut rakamlar üzerinden TÜBİTAK-2209-A özelinde birkaç konuyu kritik etmek isterim. Program için 2020/2. dönem çağrısı sonucunda başvuranlardan destek hakkı kazananların, üniversitelere göre başvuru ve destek sayıları listesi incelendiğinde, en fazla başvurunun Yıldız Teknik Üniversitesi’nden olduğu ve 169 başvurudan 90 tanesinin desteklenmeye değer bulunduğu görülmektedir.

Bu üniversitede 26 Ekim 2018 günü “Üniversite Öğrencileri için Proje Tasarım ve Stratejik Planlama Teknikleri” başlıklı bir seminer vermiştim. Nükleer Fizik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Kam’ın öncülüğünde Fizik Bölümü’nde düzenlenen toplantıya, Fizik Bölümü öğrencileri ile farklı bölümlerden öğretim üyeleri de katılmıştı. Proje tasarımı ve planlama konularında teknik bilgiler yanında, TÜBİTAK destek programları hakkında bilgiler de vermeye çalışmıştım. Özellikle öğrencilerin TÜBİTAK 2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı kapsamında yapacakları çalışmalar ile kendilerini geliştirebileceklerini hatırlatıp temel bilimlerde yapılacak araştırmalar ile uzun vadede insanlığın yararına olabilecek, rekabet gücü yüksek, ileri teknoloji alanındaki çalışmaların ülkemizde de yapılabilmesi için katkı verilebileceğini vurgulamıştım. Öğrencilik süresi içerisinde araştırma faaliyetlerine aktif olarak katılanların meslek hayatında daha başarılı olabileceğinin altını çizmeye çalışmıştım.

Üniversitenin Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı tarafından 30 Kasım – 02 Aralık 2018 tarihlerinde düzenlenen “Bilimsel Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme” etkinliğinde yer almıştım. O zaman Fakülte Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ahlatcıoğlu’nun başkanlık ettiği ve Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Altındal’ın koordinatörlüğünü üstlendiği programda Prof. Dr. Mustafa Keskin, Prof. Dr. Hamdi Melih Saraoğlu, Prof. Dr. Hamdi Temel, Prof. Dr. Nurettin Demir ve Prof. Dr. Ufuk Koca Çalışkan ile birlikte gönüllü eğitmenlik yapmıştık. Fen ve sosyal bilimlerden 30 civarında araştırmacının yararlandığı programın ileride olumlu etkilerinin olacağına inanıyordum. Halen de bu tür eğitim etkinliklerinin devam ettirilmesinden yanayım.

TÜBİTAK 2209-A programının 2021/1. dönem sonuçlarına baktığımızda ise Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nin 465 başvuruyla en önde olduğu ve bu başvurulardan 289 tanesinin desteklenmeye değer bulunduğu görülüyor. TÜBİTAK – 2237 destek programı kapsamında 1-3 Kasım 2014 tarihleri arasında düzenlenen “Fen Bilimlerinde Araştırma Projesi Hazırlama Eğitimi” etkinliği vesilesiyle gittiğimde, bu üniversitede Ar-Ge faaliyetleri için artan bir potansiyel ve kapasite olduğunu gözlemlemiştim. Üniversitenin Araştırma Laboratuvarları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nazan Demir koordinatörlüğünde gerçekleştirilen programda Prof. Dr. Hamdi Temel ve Prof. Dr. Medine Güllüce ile birlikte eğitmenlik yapmıştık. Eğitime 11 farklı üniversiteden araştırmacılar katılmıştı. Üniversitedeki Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni de ziyaret etmiştim. Üniversitenin hızlı bir gelişim göstereceği izlenimini edinmiştim.

TÜBİTAK-2209 programları kapsamında yapılan başvurulara ve desteklenmeye değer görülen proje dağılımlarına baktığımızda, büyük şehirlerdeki köklü ve öğrenci yoğunluğu fazla olan yüksek öğretim kurumlarının yanı sıra kısmen periferide kalan küçük şehirlerde daha sonraki yıllarda kurulan, araştırma kültürünü daha yerleşik hale getirmeye çalışan üniversitelerin çeşitliliği ve sayılarını artırmaya çalıştığı da gözlenmektedir. Bunların birçoğuna farklı zamanlarda doğrudan ve dolaylı, değişik yollarla proje konulu seminer ve eğitim etkinlikleri ile katkı vermeye çalıştığım için bu gelişmeleri çabucak fark ediyorum. Mutlu oluyorum.

Bu bağlamda görev yapmakta olduğum Yozgat Bozok Üniversitesi ile ilgili bilgilere bakıldığında TÜBİTAK-2209-A için 2020/2. döneminde yapılan 14 başvurudan 10 tanesi ve 2021/1. döneminde yapılan 75 başvurudan 36 tanesi desteklenmeye değer bulunduğu görülmektedir. Hem başvuru hem de desteklenmeye değer görülen başvuru sayılarında da açık bir artış görülmektedir. Bununla beraber önceki dönem %71.4 desteklenme oranına sahip iken devamında bunun %48 olduğu görülmektedir. Öteden beri öğrenci projelerinin artırılması ve bunun gerçek alan problemlerine yönlendirilerek öğrencilerin daha donanımlı hale getirilmesi gerektiğini her fırsatta ifade eden birisi olarak belirtmek isterim ki, öğrenci projelerinde niteliğe de odaklanmalıyız.

Öğrencilerde önemli düzeyde farkındalık oluştu ama yeterli düzeyde değil, diye düşünüyorum. Konunun bilincinde olan öğrenciler de var ama yeterli olmadığını görüyorum. Sahaya, sektöre ve yenilikçi konulara yönelen öğrenciler var ama yeteri kadar değil diye düşünüyorum. Sektörden işin farkında olanlar olduğunu biliyorum ama yeterli sayıda değil diye düşünüyorum.

Üniversiteler TÜBİTAK-2209 programları başta olmak üzere, bütün diğer TÜBİTAK programlarını öğrencilere tanıtmalı ve aktarmalıdır. Sektördeki paydaşlarıyla öğrencileri bir araya getireceği tematik buluşmaları artırmalıdır. İçerik, tasarım, uygulama ve sonuçlandırma süreçleri bakımından öğrenci projelerinde ve tabii ki diğer projelerde de kaliteyi konuşmalıyız. Bu da üniversitenin temel işlerinden değil midir?

Prof. Dr. Mustafa Böyükata

Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi

Exit mobile version