Site icon Yozgat Ses Haber

Türkülerimiz ve Hikayeleri”Sürmeli Türküsü”

Sürmeli Türküsü, Hikayesi ve Sürmeli Türkülerinin Tavırları

1) Zodik Tavrı: Seydiyarlı Ali Çavuşun bacısı Fadime Hatun’un takma adıdır. Zodik neşeli oyun oynamayı seven, yerinde duramayan hoş sohbet oluşundan bu adı almıştır. Zodik (Fadime Hatun) tef çalar ve çok güzel sesi vardır. 

2) Efülliye Tavrı (Habibe Ağzı): Efilliye Hatun, boylu boslu güzel sesli ve dalgalı yürüyüşüyle anılır. Tef çalar, açık yürekli ve mert bir hatundur. Zodik Hatun’dan evvel öldüğü bilinir. Muzaffer SARISÖZEN Habibe Dereli’den derleyip Yozgat Sürmelisini Radyo arşivine almıştır. (1945) 

3) İftariye Tavrı (Nida Ağzı): İftariye Hatun, Kemal İsmail Ağa’nın anneannesidir. Nida Tüfekçi bu tavrı bazı eklemelerle Radyo Repertuvarına almıştır. 

4) Pezik Ağzı: Tefçi Sabri Ağanın anası, Tilki Emine’nin ağzı ile okunan bir çeşittir. Radyo arşivinde vardır. 

5) Zeybek Düzeni Sürmeli (Kesik Ağzı): Bu tavırlı sürmeli, çok eski tarihli taş plağa Hadiye Hanım tarafından okunmuştur. Yıllar yılı yüreklerdeki ezgiydi bu türküler Anadolu ‘da.

Sürmeliler diyarı deyince akla Yozgat gelir.

Yiğitlerin atlarıyla şahlandığı diyar Yozgat.

Yıllar yılı ölümsüz aşkları, kara sevdaları doğurdu bağrında Yozgat. Öylesine kara sevdalar ki türkülere, manilere konu oldu.

Kimi zaman anaya isyan olmuş sürmeli; “Zodik” olmuş; anaya feryat olmuş: “Yozgat seni delik delik delerim Galbur alır toprağını elerim Eğer anam beni sana vermezse Koyun olur arkan sıra melerim” 

Bazen ayrılık olmuş sevgili bağrında “Efülliye” olmuş, ..sevgilinin gözünde yaş olmuş: “Sarı çiçeğim mor menevşe zamanı 

Çaldır dağlar başındaki dumanı 

Gine geldi ayrılık zamanı 

Ya ben ağlamayayım kimler ağlasın”

 Kimi zaman korku olmuş,”Acaba bu son gün mü ” diye yürekte ateş olmuş yakmış ve “iftariye (Nida ağzı) olmuş: 

Sabahınan esen seher yeli mi? 

Benim gönlüm divane mi deli mi? 

Durup durup yar gögsünü geçirir 

Yoksa bugün ayrılığın günü mü? ” 

Sürmelide öyküleşip Sürmeli Bey çok sevdiği kızla geçen anılarını “Pezik ağzıyla” anlatmış:

 Dersini almış da ediyor ezber

 Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler 

Bu dert beni iflah etmez deleyler

 Benim dert çekmeye dermanım mı var?” 

Dedik ya; sevgi sevgi sürmeliler doğmuş.. Sevgililer birbirlerine “Sürmeli” diye hitap eder ol-muşlar.

Peki, bu sevgi sözü”Sürmeli ” nereden doğmuş. Bunun bir çok rivayeti vardır da biz ikisini aktaralım: Sürmeli Beyin Öyküsü: Yozgat şehri 1760 yılı başlarında Bozok yayla¬sının yeşillik, etrafı ormanla çevrili içinde bin bir çeşit kuşun ötüştüğü bir sahaya kurulurken;

Yozgat’ın halkı o zaman yarı göçebe ve sürülerini besleyerek hayvancılıkla uğraşır hayatlarını bu yoldan sağlarlardı. Bozok yaylasında otlayan bu sürülerin birini de Sürmeli Bey adında bir Türkmen yörüğü otlatırdı.

Halk tarafından sevilen yanık sesli bu halk ozanı elinde kavalı, sırtında sazı Yozgatla, Akdağmadeni’ne kadar uzanan ormanların içinde sürüsünün peşinde dolaşırdı.

Bazen bir çamın dibine yaslanır sazının tellerini konuşturur, bazen bir derenin kenarında kavalını çalar, aşık olduğu gönlünün sultanını düşünürdü. 

O sultan ki güzelliği Bozok yaylasına yayılmış, ahu gözlü, sürmeli kaşlı, ay yüzlü bir dilberdi. Babası bir Türkmen Beyi idi ve çok sert bir adamdı. Sürmeli Bey ailesini salarak babasından sevdiğini istetir, mağrur adam kızını bir çobana vermeye yanaşmaz.

Araya beyler, ağalar girer ama boşuna, bir türlü gönlü olmaz kızın babasının. Ve iki sevgili birleşemezler. Üzüntüsünden sürüsünü bırakan Sürmeli Bey alır sazını eline Beş çamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar, aşkını yanık türküleri ile dağlara, ağaçlara anlatır, küser otağına, obasına ve Akdağlara kadar uzanan çamların arasında onu bir daha gören olmaz.

Dertli kavalına üflediği, içli sazına söylettiği nağmeler kalır geriye. O gün bugündür dillerde yankılanır Sürmeli Bey türküleri. 

Sürmeli Kızların Öyküsü:

 Yozgat sürmelilerinin ortaya çıkışı 19 yy. sonlarından İkinci Cihan Savaşı’nın sona erdiği dönemdir.

Hepsi 96 beyittir. Sürmeli, güzel gözlü sevgiliye bir hitaptır. Eskiden genç kızlar dışarı çıkarken gözlerine sürme çekerlerdi ve gözleri daha alımlı olurdu. Bol feracelerinin içinde sadece gözleri görünürdü kızların.

 Yozgat Sürmelileri yaşanmış bir öykünün getirdiği bir sevda, hatta bir kara sevda türküsüdür. Zira o yıllarda Yozgat kapalı bir toplum yapısına sahipti. Kadınlar erkeklere görünmez sıkı örtünürler veya aile büyüklerinden seslerini sakınırlardı.

Böyle bir ortamda genç erkekler ve kızların birbirlerini görmeleri çok zordu. Düğünde, bayramda, hıdırellezde belki.

Bu bir anlık sürmeli gözlere bakış, yüreklerde büyük aşklara, kara sevdalara başlangıç olur, kor düşen yürekler sessiz sessiz yanar, ateşini genişletir ve bir gün bir alev gibi o delikanlının ağzından Sürmelinin sözleri olarak dökülür.

Dökülen sözlerde acı vardır, hasret vardır, gurbet vardır.

Sürmelileri dinlerken bu kadar duygulanmamızın sebebi, bu sürmeli öykülerinde yakaladığımız duyguların kendimizde de bir yeri, bir acısının olmasındandır. Kısaca kendi aşklarımızı, hasretimizi, sevdamızı buluruz Yozgat Sürmelilerinde. 

Altın kaleminen aman yazı yazarım 

Aslım Yozgatlıdır gurbet gezerim 

Yedi yol üstüne kazın mezarım 

Yar gelip geçtikçe gönlüm şen ola

 Aman aman sürmelim aman Of of.. 

Yarim beni has narınan haslamış 

Sarı saçlarını gül suyuyla ıslamış 

Anam beni gurbet için beslemiş 

Onun için arzularım sılamı 

Aman aman sürmelim aman Of of…

 Göklere çekilir anam aşığın zarı 

Gidersem sevmezsin vefasız yari 

Tövbeler ismini anmam bir dahi 

Bozulmuş bağlara döndük biz gayri

 Aman aman sürmelim aman Of of… 

Yozgat seni delik delik delerim 

Kalbur alır toprağını elerim 

Eğer yarim sen buradan gidersen 

Koyun olur ardın sıra melerim 

Yedi kaleminen yazı yazarım 

Aslım Yozgatlıdır gurbet gezerim 

Çatağın Boğazına kazın mezarım 

Yar gelip geçtikçe şen olur gönlüm 

Yozgat’ı sel aldı soğluğu duman 

Sıtkınan seviyom vallahi inan Eller yarini aldığın zaman

 Ellerim koynumda kalır bir zaman 

Yozgat’ın yolları bükülür gider 

Siyah saç ardına dökülür gider 

Bir yiğitte sevdiğini almazsa Mahşerece beli bükülür gider

 Çamlığın ardında kar dizi dizi 

Ayrıldım yarimden gözleri yaşlı

 Bir yüzük yaptırdım cefahir taşlı

 Takın parmağına yadigâr olsun 

Bülbülü suladım altın tasman 

Çok günler geçirdim kara yasman

 Ben seni sevmiştim bir havasınan

 Havasım koynumda kaldı ağlarım 

Sarı çiğdem mor menekşe zamanı 

Kaldır dağlar başındaki dumanı 

Yine geldi ayrılığın zamanı 

Ya ben ağlamayım kimler ağlasın

Sürmelinin tamamı 96 mısradır. 

Exit mobile version