Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Gençlerde Kalp Krizi Alarmı: Koronavirüs Sonrası Risk Yüzde 30 Arttı!

Koronavirüs sonrası 25-44 yaş arası bireylerde kalp krizi oranı yüzde 30 arttı. Uzmanlar, kriz öncesi göğüs ağrısı, nefes darlığı ve gece uykudan uyandıran rahatsızlık gibi sinyallere dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Koronavirüs sonrası 25-44 yaş arası bireylerde kalp krizi oranı yüzde

Koronavirüs pandemisi sadece solunum yollarını değil, kalp damar sağlığını da ciddi şekilde etkiledi. Yapılan araştırmalar, özellikle pandemi döneminden sonra 25 ila 44 yaş arası bireylerde kalp krizi oranlarının yüzde 30 oranında arttığını ortaya koydu. Uzmanlar, bu artışın ardında hem virüsün doğrudan etkileri hem de yaşam tarzındaki olumsuz değişimlerin yattığını belirtiyor.

Kriz gelmeden önce vücut uyarıyor

Kalp ve damar sağlığı üzerine çalışan uzmanlar, kalp krizinin çoğu zaman bir anda gerçekleşmediğine, vücudun öncesinde bazı sinyaller verdiğine dikkat çekiyor. Hastaların yüzde 50 ila 70’inde kalp krizinden önce göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi belirtilerin günler ya da haftalar öncesinden ortaya çıktığı bildiriliyor. Ancak uyarılar her zaman belirgin değil. Özellikle diyabet hastalarında ve ileri yaştaki bireylerde kalp krizi ön belirti vermeden de gelişebiliyor. Ayrıca bazı hastalarda kalp krizi sessiz şekilde, fark edilmeden geçirilebiliyor. Bu gibi durumlar genellikle tesadüfen yapılan EKG veya görüntüleme işlemlerinde ortaya çıkıyor.

Gece uykudan uyandıran ağrılara dikkat!

Kalp krizinin klasik belirtilerine dair uyarılarda bulunan uzmanlar, özellikle eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissinin, sırta, kola veya çeneye vuran ağrıların, nefes darlığının ve gece uykudan uyandıran göğüs rahatsızlıklarının ciddiye alınması gerektiğini vurguluyor. Bu tür belirtiler kalp krizinin habercisi olabiliyor. Ayrıca kişinin efor kapasitesinde belirgin bir düşüş yaşaması, aşırı yorgunluk ve halsizlik gibi belirtiler de risk altında olunduğunun göstergeleri arasında sayılıyor.

Özellikle hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara kullanımı, ailesel kalp hastalıkları öyküsü ve obezite gibi risk faktörleri olan bireylerin, belirtiler olmasa dahi kalp krizi açısından yüksek risk grubunda yer aldığı belirtiliyor. Ayrıca kadınlarda kalp krizinin daha farklı semptomlarla kendini gösterebildiğine dikkat çekiliyor. Kadın hastalarda mide bulantısı, sırt ağrısı, aşırı yorgunluk gibi semptomların kalp kriziyle ilişkilendirilebileceği ifade ediliyor.

Koronavirüs kalp sağlığını nasıl etkiledi?

Kalp krizi oranlarındaki artışın nedenleri arasında COVID-19’un önemli bir rol oynadığı belirtiliyor. Uzmanlara göre, pandeminin getirdiği stres, hareketsizlik, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve obezite gibi etkenler, genç yaş grubunda bile kalp hastalıklarına zemin hazırladı. Koronavirüsün kalp ve damar sisteminde oluşturduğu iltihabi süreçler ve pıhtılaşma eğilimindeki artış da bu riskin yükselmesine neden oldu. Ayrıca pandemi sürecinde insanların rutin sağlık kontrollerinden uzak kalması, birçok kalp hastalığının geç teşhis edilmesine neden oldu.

Kalp krizindeki artış sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde dikkat çeken bir sağlık sorunu haline geldi. Özellikle 25-44 yaş arası bireylerdeki artışın yüzde 30 gibi yüksek bir oranda olması, gençlerin de kalp krizi tehdidi altında olduğunu ortaya koyuyor.

Erken tanı hayat kurtarıyor

Kalp krizlerinin önlenebilmesinde erken teşhisin önemi ise hayati düzeyde. Uzmanlar, kalp damar hastalıklarında erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının henüz kriz yaşanmadan fark edilebildiğini, bu sayede tedaviye erken başlanabildiğini söylüyor. Erken müdahale edilen damar daralmalarının ilerlemesinin önlenebileceğini, böylece hastanın sağlıklı yaşamına uzun yıllar devam edebileceğini vurguluyor.

Sonuç olarak, kalp krizine karşı farkındalık, belirtileri doğru yorumlama ve düzenli kontroller yaptırma, özellikle pandemi sonrası dönemde her zamankinden daha önemli hale geldi. Kalp sağlığını korumak için dengeli beslenme, düzenli egzersiz, sigaradan uzak durma ve stresten kaçınma gibi yaşam tarzı değişikliklerinin önemi bir kez daha gündeme geliyor.