Anadolu’nun kalbinde yer alan ve tarihi geçmişi binlerce yıla dayanan Sivas, sadece kültürel ve mimari zenginlikleriyle değil, aynı zamanda özgün yemek kültürüyle de öne çıkıyor. Hititlerden Bizans’a, Selçuklulardan Osmanlı’ya kadar birçok medeniyetin etkisi altında kalan şehir, bu zenginliği mutfağına da taşımış durumda. Sivas mutfağı; sadeliği, doyuruculuğu ve lezzetiyle hem yerli halkın hem de dışarıdan gelen turistlerin dikkatini çekiyor.
Kentte yüzyıllardır aynı şekilde pişirilen, her biri ayrı bir hikâye taşıyan yöresel yemekler, sadece birer lezzet değil, aynı zamanda kültürel mirasın yaşayan temsilcileri olarak kabul ediliyor. Sivas Valiliği ve belediyelerce düzenlenen çeşitli tanıtım etkinlikleriyle bu lezzetler ülke çapında daha fazla tanınmaya başlandı.
Peskütan çorbası, yoğurt ve yarma ile yapılan, kış sofralarının vazgeçilmezi olarak bilinirken, madımak yemeği ise dağlardan toplanan doğal otlarla hazırlanan ve baharın habercisi kabul edilen bir yemek olarak öne çıkıyor. Özellikle yaşlı Sivaslı kadınlar tarafından özenle toplanan madımak otu, Sivas halkı için yalnızca bir besin değil, aynı zamanda bir gelenektir.
Sivas kebabı, taş fırınlarda uzun sürede pişirilen, kuzu etinden yapılan ve Sivas’a özgü baharatlarla tatlandırılan bir ana yemektir. Hem sunumu hem de tadıyla kebap tutkunlarının gözdesi olan bu lezzet, kent merkezinde faaliyet gösteren birçok kebapçıda özgün tarifle servis ediliyor.
Divriği pilavı, badem, kuş üzümü ve çeşitli baharatlarla zenginleştirilen özel bir pilav türüdür. Bu yemek, sadece Divriği ilçesine özgü bir tat olarak öne çıkar ve çoğunlukla düğünlerde, bayramlarda ve özel günlerde yapılır. Aynı şekilde, pezik turşusu gibi yan lezzetler de sofraları tamamlayan özgün tatlar arasında yer alıyor.
Sivas mutfağının en dikkat çekici özelliklerinden biri ise, kırsal yaşamla iç içe geçmiş olmasıdır. Yemeklerin birçoğu doğrudan doğal ürünlerden yapılmakta ve geleneksel yöntemlerle pişirilmektedir. Örneğin, kesme aşı ve mercimek badı gibi yemekler, hem tarladan gelen ürünlerin kullanıldığı hem de uzun süreli emek gerektiren tariflerdir.
Sadece yemekleriyle değil, tatlılarıyla da dikkat çeken Sivas’ta, Sivas katmeri özel günlerin aranan tatlısıdır. İncecik açılan hamurların arasına serpilen ceviz ve şeker karışımı ile yapılan katmer, taş fırınlarda pişirilerek servis edilir. Özellikle kahvaltılarda ya da çay saatlerinde tercih edilir.
Sivas mantısı ya da yörede bilinen adıyla hingel, klasik mantıya göre daha büyük ve iç harcı daha zengindir. Sarımsaklı yoğurt ve kızdırılmış tereyağı ile servis edilen bu lezzet, özellikle kış aylarında sofraların vazgeçilmezi olurken, dışarıdan gelenlerin de ilk tattığı yöresel yemeklerden biri olma özelliğini koruyor.
Kentte bulunan birçok lokanta, restoran ve ev yemeği mekanı, bu geleneksel tatları yaşatmaya devam ederken; Sivaslı kadınlar da evlerinde bu tarifleri kuşaktan kuşağa aktarıyor. Son yıllarda genç girişimciler tarafından kurulan gastronomi atölyeleri ve sosyal medya platformları, Sivas yemeklerinin Türkiye genelinde tanıtılmasına önemli katkı sağlıyor.
Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri ise, bu değerlerin tanıtılması için çalışmalar yürüttüklerini belirterek, kentin gastronomi haritasında daha güçlü yer alması için UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil olmayı hedeflediklerini dile getiriyor.
Bugün Sivas mutfağı sadece bir yemek kültürü değil, aynı zamanda tarihin, emeğin ve doğayla uyumun bir yansıması olarak yaşamaya ve yaşatılmaya devam ediyor.
