Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Uz. Dr. Tuğba Yalvaç: Doğum Sonrası Depresyon ve Anksiyete Hakkında Önemli Açıklamalar

Bu haberin fotoğrafı yok

Yozgat Şehir Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hekimi, Psikiyatrist Uz. Dr. Tuğba Yalvaç, doğum sonrası annelerin yaşadığı depresyon ve anksiyete bozukluklarına dair önemli bilgiler sundu.

Kadınların gebelik ve doğum sürecinde fizyolojik, biyolojik, psikolojik ve sosyal değişimler geçirdiğini belirten Uz. Dr. Yalvaç, doğum sonrası dönemin anne, bebek ve aile için yeni bir başlangıç olduğunu vurguladı. “Gebelik, anne adayı için mutluluk verici bir süreç olabilir. Ancak doğumla birlikte anne ve bebek için yeni bir düzenin başlaması, bebeğe güvenli bir ortam sağlama çabası ve sağlıklı bir iletişim kurma süreci, zaman zaman endişe ve karamsarlık yaratabilir. Anne olma sorumluluğu ve bu rolle ilgili kaygılar, doğum sonrası dönemde ruh sağlığı bozukluklarına karşı artan bir hassasiyete yol açabilir” dedi.

Doğum sonrası dönemde en sık karşılaşılan psikiyatrik hastalıkların annelik hüznü, doğum sonrası depresyon (postpartum depresyon) ve doğum sonrası anksiyete bozukluğu olduğunu belirten Uz. Dr. Yalvaç, bu konularda daha fazla bilgi verdi.

Annelik Hüznü:
Annelik hüznü, doğum sonrası annelerin %70-80’inde görülmektedir. Genellikle doğumdan sonraki 48-72 saat içinde, bazen ise ilk iki hafta içinde ortaya çıkar. Sebepleri arasında doğumla birlikte gerçekleşen ani hormonal değişiklikler, doğum süreciyle ilgili endişeler ve annelik rolünün getirdiği sorumluluklar yer almaktadır.

Annelik hüznü, üzüntü veya endişe hali, sık ağlama, duygudurumda dalgalanmalar, gerginlik, sinirlilik, uyku bozuklukları ve dikkat sorunları gibi belirtilerle kendini gösterir. Ancak, bu belirtiler genellikle 1-2 gün ile 1-2 hafta içinde kendiliğinden geçer ve müdahale gerektirmez. Anne ve ailesine bu durumun normal olduğu açıklanarak, sosyal destek sistemlerini güçlendirmek çoğunlukla yeterlidir. Lohusalık hüznünün şiddetlenmesi ve süresinin uzaması, doğum sonrası depresyon (Postpartum Depresyon) riskini artırabilir.

Doğum Sonrası Depresyon (Postpartum Depresyon):
Doğum sonrası depresyon, doğumdan sonraki ilk dört hafta içinde ortaya çıkan major depresif bozukluktur. Toplumda sıklığı %13-%19 arasında değişmektedir. Doğum sonrası depresyonun belirtileri arasında, en az iki hafta süren ilgi ve istek kaybı, iştah değişiklikleri, uyku bozuklukları, dikkati toplamakta zorlanma, bitkinlik, enerji azlığı, değersizlik hissi ve suçluluk düşünceleri yer alır.

Sebepleri arasında biyolojik ve hormonal faktörler, gebelik öncesi psikiyatrik hastalık öyküsü, zor bir hamilelik süreci, stresli yaşam olayları, annelik hüznü öyküsü ve zayıf sosyal destek bulunmaktadır. Tedavi edilmediği takdirde postpartum depresyon, hem annenin hem de yenidoğanın sağlığını olumsuz etkileyebilir ve anne ile bebek arasındaki iletişimi, çocuğun gelişimini olumsuz şekilde etkileyebilir. Gebelik döneminde anne adayının postpartum depresyonun belirtileri ve etkileri hakkında bilgilendirilmesi büyük önem taşır.

Doğum Sonrası Anksiyete Bozukluğu:
Doğum sonrası anksiyete bozukluğu, %17-20 sıklıkla görülmektedir. Sebepleri arasında genç anne olmak, doğum sürecindeki zorluklar, erken doğum, sosyal desteğin yetersiz olması ve geçmiş psikiyatrik sorunlar yer almaktadır. Postpartum anksiyete bozukluğu, bebeğin gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bunlar arasında emzirme, bağlanma, anne-bebek etkileşimi, bebek mizacı, uyku düzeni ve zihinsel gelişim gibi faktörler yer almaktadır.

Sonuç olarak, doğum sonrası dönemde annenin ruh sağlığı, hem annenin hem de yenidoğanın sağlıklı gelişimi için kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle, doğum sonrası depresyon ve anksiyete belirtileri görüldüğünde bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak büyük önem taşımaktadır.