Türkiye’nin önde gelen bilirkişilerinden Satılmış Büyükcanayakın, özellikle kooperatif davaları ve rapor hazırlama konularındaki uzmanlığıyla tanınıyor.
Ancak son dönemde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘Heybedeki turp’ ifadesiyle gündeme gelen Büyükcanayakın, hazırladığı raporlar ve yargıdaki etkisiyle tartışmaların odağı haline geldi. Peki, Satılmış Büyükcanayakın kimdir, hangi davalarla adı anılmakta? Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları ne anlama geliyor?
Satılmış Büyükcanayakın’ın Uzmanlık Alanı ve Kariyeri
Satılmış Büyükcanayakın, uzun yıllar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nda çalıştıktan sonra emekli olmuştur. Emekliliğinden sonra özellikle kooperatif davalarına ve muhasebe alanına dair bilirkişilik yapmaya başlamıştır. Çalıştığı alanlardaki bilgi birikimi, onu Türkiye’deki tanınan bilirkişilerden biri haline getirmiştir. Kooperatifler ve bunların hukuki işlemleri konusundaki uzmanlığı, çok sayıda davada rapor hazırlaması ve bu raporların önemli yargı süreçlerine etki etmesi, Büyükcanayakın’ın ismini duyurmuştur.
Ekrem İmamoğlu ve Satılmış Büyükcanayakın İlişkisi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, son zamanlarda gündeme gelen açıklamalarıyla Satılmış Büyükcanayakın’ı sert bir şekilde eleştirmiştir. İmamoğlu, özellikle Büyükcanayakın’ın hazırladığı raporların yargıyı nasıl etkilediği ve bu raporların yargı bağımsızlığını nasıl tehdit ettiği konusunda endişelerini dile getirmiştir. İmamoğlu, “Heybedeki turpun adı Satılmış Büyükcanayakın” diyerek, bu raporların gizli bir şekilde yargı süreçlerine nasıl sızdığını ve bu durumun aslında ne kadar tehlikeli olduğunu vurgulamıştır.
Bu açıklama, sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda yargının siyasallaşmaya başladığını belirten bir mesaj olarak yorumlanmıştır. İmamoğlu’nun “Heybedeki turp” ifadesi, aslında ilk başta fark edilmeyen ya da göz ardı edilen bir şeyin zamanla ortaya çıkacağına işaret eder. Bu, Büyükcanayakın’ın etkisinin yavaş yavaş daha net bir şekilde anlaşılacağı anlamına gelir. İmamoğlu’nun bu ifadesi, aynı zamanda Büyükcanayakın’ın hazırladığı raporların, zaman içinde daha fazla dikkat çekmeye başlayacağına dair bir uyarıydı.
Satılmış Büyükcanayakın’ın Dava ve Raporları
Satılmış Büyükcanayakın, özellikle Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat için hazırladığı bilirkişi raporuyla tanınmaktadır. Bu rapor, medyada ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmış, sonrasında çeşitli davalarda önemli bir yer edinmiştir. Ayrıca, Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kapaklı Belediye Başkanlığı’na gönderilen yazıda, Büyükcanayakın’ın bilirkişi olarak atandığı bildirilmiştir. Bu durum, Büyükcanayakın’ın etkisini gösteren önemli bir örnek olmuştur.
Büyükcanayakın’ın raporları, zaman zaman hukuki süreçlerde tartışmalara yol açmıştır. Hazırladığı raporların yargı kararlarını etkileyebilecek derecede önemli olduğu iddia edilmektedir. Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarında da vurgulanan bu raporların, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedeleyecek şekilde kullanıldığına dair eleştiriler artmaktadır.
“Heybedeki Turp” Ne Demek?
Ekrem İmamoğlu’nun Satılmış Büyükcanayakın’ı eleştirirken kullandığı “Heybedeki turp” ifadesi, halk arasında genellikle gizli ya da saklı kalan bir şeyin zamanla ortaya çıkacağı anlamında kullanılan bir deyimdir. Bu deyim, ilk bakışta fark edilmeyen veya anlaşılmayan bir durumun, zamanla kendini belli edeceği ve açığa çıkacağı anlamına gelir.
İmamoğlu’nun bu ifadeyi kullanmasının arkasındaki anlam, Satılmış Büyükcanayakın’ın raporlarının başlangıçta göz ardı edilebilecek veya anlaşılmayacak bir durum gibi görünse de, ilerleyen zamanla daha büyük bir sorun haline geleceği uyarısını içeriyor. Yani, İmamoğlu bu ifadesiyle, Büyükcanayakın’ın hazırladığı raporların günün birinde ciddi bir sorun oluşturabileceğine ve bu durumun daha geniş çapta tartışılacağına dikkat çekiyor.
Satılmış Büyükcanayakın, Türkiye’de kooperatif davaları ve muhasebe konularında önemli bir bilirkişi olarak tanınırken, son dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eleştirileriyle tekrar gündeme gelmiştir. İmamoğlu’nun “Heybedeki turp” açıklamaları, hem Büyükcanayakın’ın hazırladığı raporların yargı bağımsızlığını nasıl etkilediği konusunda bir uyarı niteliği taşımaktadır hem de Türkiye’deki hukuk sistemine dair önemli bir tartışma başlatmıştır.
Büyükcanayakın’ın raporlarının, yargı süreçleri üzerinde ne gibi etkiler yaratacağı ve bu durumun ilerleyen dönemde nasıl bir gelişim göstereceği merak konusu. Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları, bu konuda kamuoyunun dikkatini çekmiş ve konuya dair tartışmaların alevlenmesine neden olmuştur. Bu mesele, hukuk sistemindeki bağımsızlık ve şeffaflık tartışmalarını da gündeme getirmektedir.
02:00
